Halil İNALCIK. İş Bankası Kültür Yayınları. 2017. ISBN: 9786052952511 680 sayfa, 15.5 x 23 cm Kırım Hanlığı kurulurken, Osmanlı Devleti de Fatih Sultan Mehmed’in yönetimi altında bir Ortaçağ beyliğinden Yeniçağ imparatorluğuna evriliyordu. Kırım’ın kısa sürede Osmanlı İmparatorluğu’na tâbiliği kabul edişi, Altınordu’dan devraldığı Ortaçağdan kalma kabile aristokrasisine dayalı yönetim yapısını değiştirmese de, kendine özgü bir denge yarattı. Kabilelerin talepleriyle İstanbul’daki merkezi devletin taleplerini ve Rusya başta olmak üzere rakip devletlerin tehditlerini dengeleme becerisi, hanların başarısında ve hanlığın bekâsında esas belirleyiciydi. Yeniçağ’ın başlarında kurulan ve sonlarında tarihe karışan bu hanlığın tarihi, Orta ve Doğu Avrupa’daki iktidar mücadeleleriyle iç içe örülüdür. Kırım’ın rakip hanlıklarla mücadelesi, bu hanlıkların yüz yıl içinde tarihe karışmasıyla yerini Rusya, Lehistan ve Habsburglarla süren çok daha zorlu ve uzun bir mücadeleye bırakmıştır. Halil İnalcık akademik hayatı boyunca Kırım üzerine yaptığı araştırmaları gözden geçirerek derlediği bu kitapta, hanlığın ileride yazılacak bir genel tarihinin omurgasını kuruyor. Orta Avrupa’daki Habsburg-Osmanlı, Doğu Avrupa’daki Leh-Osmanlı-Rus ve Kuzey’deki Rus-Osmanlı rekabetinin görünenden çok daha karmaşık, değişken ve çok aktörlü olduğunu gözler önüne sererken, İstanbul Bahçesaray ittifakının bu bölgelerdeki kilit niteliğini tarihî olaylar üzerinden anlatıyor. Kırım tarihine dair kısıtlı kaynakları ve araştırmaları eleştirel yaklaşımla okuyarak tarih yazmanın yollarını gösteriyor.
Abdullah bin RIDVAN Hazırlayan: Rasih Selçuk UYSAL Post Yayın, İstanbul, 2016. ISBN: 9786058365698 232 sayfa, 13,5×21,5cm “Tarih-i Deşt-i Kıpçak; Abdullah ibn Rıdvan, Abdullah Rıdvanzâde, Osmanü’l-Kırımî vb. isimlerle bilinen Osmanlının Kefe valisi Rıdvan Paşa’nın oğlunun eseridir. Eser, Kaptan Hüseyin Paşa’ya sunulmuştur. Eser, aslında Hâfız Muhammed Taşkendî ve Şeyh Ahmed bin Ömer bin Arab Şâh Ensârî’nin eserlerinden yararlanmakla birlikte, daha ziyâde müellifin babasından duyduğu ve kendisinin şâhit olduğu olayları ihtivâ etmektedir. Kaptan Hüseyin Paşa’ya sunduğu bu eser bir bakıma babasının Kefe valiliği ve Kırım başkomutanlığında yaptığı işleri övmek ve Kırım’ı Osmanlı hanedanına yeniden hatırlatmak için yazılmıştır. Daha önce sadece Topkapı nüshası ele alınıp neşredilen eser tarafımızdan tekrar ele alınmış, eserin transkripsiyonu, Türkiye Türkçesine aktarması yapılmış; Fransızca açıklamalarla basılmış eserin tıpkıbasımı ve Topkapı Sarayı nüshasının tıpkıbasımı da kitaba eklenmiştir.” (Tanıtım Bülteninden)
Vasiliy D. SMIRNOV Çeviri: Ahsen BATUR Selenge Yayınları, İstanbul, 2016. ISBN: 978-605-4944118 684 sayfa, 16,5 x 24,5 cm Kırım Hanlığı tarihi hakkındaki önemli kaynaklardan olan Smir-nov’un eseri Ahsen Batur’un çevirisi ve İstanbul Kırım Derneği Başkanı Celal İçten’in maddi katkısıyla Selenge yayınları tarafından yayınlandı. Sahib Giray, Baki-bey’le aralarında çıkan anlaşmazlık yüzünden Moskova’ya düzenlediği sefer başarısızlıkla sonuçlanınca geri dönerken Korkunç İvan’a şu kahırlı mektubu gönderdi: “Ey mel’un ve bidin ve bed-ayin-i Moskov diyen (dinsiz ve putperest Moskof denilen) sabancı kulum! Sana şöyle ma’lum ola ki, benim muradım bu idi ki, il ve vilayetin garet idüb (talan edip) ve seni tutup sana saban sürdürüb ulu atañı babalarımız nice kullanırlarsa ben seni artık ri’ayet idüb (ben sana daha fazlasını yapıp) ayağına kademe (talkan) urub kuyu kazduram ve kendü miktarını özine bildürüb cihan halkın sana güldürem (kaç paralık adam olduğunu kendine gösterip, el-alemi sana güldüreyim). Var Allah-ü Teala Hazretleri’ne şükürler eyle ki, dahi dünyada yiyecek ekmeğin varmış. Baki sebep olub (Baki-bey yüzünden) Oka suyı geçilmedi. Ana dualar eyle. İmdi evvel ol koyunun içindeki böriyi (kurdu) depeleyüb ve bağım arasında olan har u haşekni ayırtlayub (bahçemdeki yaban otları ve haşeratı temizleyip) andan senin hakkından gelem.” Nereden nereye? Vaktiyle onları akın ve yağmalara itekleyen Türkler, şimdi uluslararası…
Nuri KAVAK On-Mat Öner Matbaacılık, Bursa, 2014. ISBN: 9786056505218 271, [31] sayfa; 16,5×24 cm Eserde Kırım Hanlığı’na bağlı Karasu Kazasının 1683‒1744 yılları arasındaki idari, iktisadi, fiziki, sosyal ve nüfus konuları Şer’iyye Sicilleri kaynak alınıp ayrıntılı bir biçimde incelenerek ele alınmıştır. Kadılar tarafından tutulan bu mahkeme kayıtları -Karasu kesit alınarak- tüm Kırım’daki sosyal ve kültürel hayatı aydınlatmak için son derece kıymetli bilgiler vermektedir. Osmanlı coğrafyasının pek çok yerine dair siciller tarihçilerin inceleyebilmesi için erişilebilir durumdadır ve iyi muhafaza edilmiştir. Ne yazık ki Kırım’ın Şer’îyye sicilleri muhtelif dönemlerdeki Rus işgal ve saldırıları esnasında imha ve talan sebebiyle büyük ölçüde yok olmuştur. Günümüze ulaşabilen ve asılları St. Petersburg’da bulunan 61 cilt sicilin dijital kopyaları Akmescit’teki İsmail Gaspıralı Kütüphanesinde bulunmaktadır. Bilahare bu kopyalar TC. Başbakanlık Arşivler Genel Müdürlüğüne de teslim edilmiş ve eser bu kaynaklardan 4’ü kullanılarak meydana getirilmiştir.
Vasiliy D. SMIRNOV Moskova: ., 2016
İlya ZAYTSEV Moskova: ., 2009 ISBN : 978-5-02-036419-6 [Serkan ACAR, Karadeniz Araştırmaları 37. Sayı’dan alınmıştır. www.Karam.org.tr] Klasik Osmanlı bakış açısına göre, Kırım Hanlığı Osmanlı Devleti’nin sıradan bir eyaleti idi. Bu yaklaşım inkâr edilemeyecek tarihî bir vakı- adır zira İstanbul’dan Kırım’a gönderilen Türk-Tatar hanlarına, Devlet-i Âli güya ihsan-ı şahanede bulunup “sadaka” veriyordu. Mamafih Karadeniz’in kuzeyinden bakıldı- ğında durum hiç de Osmanlı elitlerinin tasavvur ettiği gibi değildi. Nitekim Osmanlı Devleti’nin tüm engellemelerine ve yıkıcı faaliyetlerine rağmen Kırım Hanlığı özellikle XV. Ve XVI. Yüzyıllarda Deşt-i Kıpçak ile Doğu Avrupa’nın en güçlü siyasi teşekküllerinden biri olarak tebarüz etmiş ve Rusya’dan vergi alıp Altın Orda Devleti’nin diğer halefleri üzerinde hâkimiyet kurmayı başarmıştı. Kırım algısıyla alakalı Türk tarih yazımındaki bu marazî durum şüphesiz yüksek perdeden konuşan Osmanlı zadegânının mütekebbir tavırlarından kaynaklanıyordu. XXI. Yüzyılın sözde akıl hocaları ile kerametleri kendilerinden menkul ulemanın çıkmazı ise sadece Osmanlı arşiv belgelerini ya da eserlerini kullanmaları daha doğrusu kullanabilmeleri ile ilgilidir. Hâl böyle iken Türkiye’de tarihine ilişkin orijinal eserlerin çıkmamasına şaşırmamak gerekir. Ne de olsa bizim yerimize bu işleri yapan ecnebi müverrihler mevcuttur. Türk tarihçiliğinin hararetle ihtiyaç duyduğu bir çalışma Moskova Şarkiyat Enstitüsü müntesiplerinden İlya V. Zaytsev tarafından Rusça neşredildi. “XV-XIX. Yüzyıllarda Kırım Historiyografi Geleneği: Elyazmaları, Metinler, Kaynaklar” başlıklı bu eserin…
Joseph von Hammer-Purgstall . İstanbul: İnsan Yayınları, 2013 ISBN : 9789755746746 Türkiye’de Osmanlı Devleti Tarihi adlı hacimli eseriyle tanınan Joseph von Hammer-Purgstall’ın Kırım Hanlığı Tarihi adıyla çevirdiğimiz bu eserinin orijinal ismi ‘Türkçe Kaynaklara Göre Osmanlı Hakimiyeti Altındaki Kırım Hanlığı Tarihi, Şahin Giray’ın Bir Gazeli Ekiyle Birlikte’ (Geschichte der Chane der Krim unter Osmanischer Herrschaft aus Türkischen Quellen, Zusammengetragen mit der Zugabe einen Gasels Schaingerai’s) şeklindedir. Zengin bir kaynakçaya sahip olan eserde yazar, Osmanlıca birçok elyazma eser, resmi yazı, kanunname ve tezkirelerin yanı sıra Osmanlı Devleti tarihiyle ilgili birçok eserden de yararlanmıştır. Bu yönüyle Osmanlı tarihine meraklı olanları da ilgilendiriyor. Özellikle Osmanlı Devleti ile Kırım Hanlığı ilişkilerini ele almış olması kitaba bir özellik katıyor.
Serhat KUZUCU İstanbul: Selenge Yayınları, 2013 ISBN : 9758839957 Açıklama : Kitap Kağıdı 296 sayfa 13,5×22,5 cm Karton Kapak Rusya, Osmanlı imparatorluk tarihinin son üç yüzyılına damgasını vuran devletlerin başında gelir. İki devlet arasındaki ilk münasebetler Fatih Sultan Mehmetin Karadenizin kuzeyindeki Ceneviz kolonileri olan Kefe ve çevresini yani Kırım Hanlığını ele geçirmesi ile başlamıştır. Ancak bu münasebetler Osmanlıların Avrupa ve Güney Doğu Asya ile meşgul olmasından dolayı o dönemde fazla gelişmemiştir. İlerleyen dönemlerde iki imparatorluğun coğrafi konumları, jeopolitik koşulları ve aralarındaki ticari ve siyasi rekabet çatışma ortamının doğmasına sebebiyet vermiştir. Özelikle I. Petro ile başlayan Rus yayılmacı ve sıcak denizlere ulaşma siyasetinin hedefinde Osmanlı Devletinin bulunması bu durumun ortaya çıkmasında asıl etken olmuştur. Daha sonra Rus tahtına çıkan hükümdarlar ve özellikle Çariçe II. Katerina tarafından bu siyasetin devam ettirilmesi Osmanlı Devletinin büyük toprak kayıplarına neden olduğu gibi, devletin gerileme ve dağılma sürecine girmesinde de en büyük etkeni teşkil etmiştir. İki imparatorluk arasında başlayan ilk çatışma ortamının ağırlık merkezini ise uzun yıllar Rus zulüm ve işkencelerine maruz kalacak olan Kırım Hanlığı ve Kırım Türklüğü oluşturur.
Hasan ORTEKİN. İstanbul, 1938.
Özalp GÖKBİLGİN Ankara: Atatürk Üniversitesi Yayınları, 1973