Zühal YÜKSEL Ankara: Grafiker Yayınları, 2012 ISBN : 978-975-6355-87-9 Rusya’da yaşanan 1905 meşrutiyet inkılâbının özgürlük rüzgârı Kırım’da da millî edebiyatın gelişmesinde oldukça önemli bir yer tutar. Kırım’da bu şartların yaşandığı yıllarda yetişen Hamdi Giraybay; İsmail Gaspıralı, Abdüreşit Mediyev, Hasan Sabri Ayvaz, Numan Çelebi Cihan, Cafer Seydahmet Kırımer gibi bütün ömürlerini milletlerinin hem siyasî hem de fikrî açıdan bağımsız yaşamaları için harcayan Türkçü aydınlardan çok etkilenmiştir. Hamdi Giray, Sultan Galiyev’in yakın dostu olan Osman Deren Ayırlı ve Veli İbrahimov gibi, sosyalizmin Rusya’daki Türklere özgürlük ortamı yaratacağına inanmış ve hayatı boyunca bu yolda mücadele etmiştir. Ancak ne yazık ki, “Hoş keldiniz Bolşevikler Kırım’ga” diye karşıladığı Bolşeviklerin kurbanı olmuştur.
Piraye KADRİZADE. Ankara, 2012.
Cemil KURNAZ İstanbul: Kurgan Edebiyat, 2012
Kemal ÇAPRAZ. Ötüken Neşriyat, 2012. “Vatan sevgisi, sürgünde yeşertildi. Zaman zaman hikâye oldu çocuklara anlatıldı, zaman zaman türkü oldu dilden dile dolaştı. Bu türkü ‘Bizim Türkümüz’… Oya oya, dantel dantel örülen, nakış nakış süslenen türkümüz…” Güzelliği adıyla başlayıp yer yer şiir gibi bir üslupla devam eden bu eserin bir özelliği de Kırım’a giren ilk Türk gazetecisi Kemal Çapraz’ın kaleminden çıkmış olması… Kırım Türklerinin çektiği çileler, sıkıntılar; beslediği umutlar; olaylar karşısında yılmayan, yıkılmayan Türk’ün azmi hemen her sayfada karşımıza çıkıyor… Onlarla sevinip onlarla üzülüyor; onlarla gülüyor, onlarla birlikte dertleniyor ve Türklüğün geleceğine bir başka bakıyorsunuz. Stok Kodu:9789754379105 Boyut:12×19,5 Sayfa Sayısı:205 Baskı:1 Kapak Türü:Karton Kapak Kağıt Türü:60 gr. Enso Creamy
Selçuk KIRBAÇ. İstanbul: Doğu Kitabevi, 2012 Dil çalışmalarının önemli bir konusu atasözleridir. Bir dilin atasözlerinin toplanması, incelenmesi, dilin lehçelerine ait atasözleriyle karşılaştırmalar yapılması, aynı atasözlerinin değişik dillerde rastlanan paralel şekillerinin tespiti, atasözlerindeki anlatım biçimleri, anlam olayları, arkaik kelimelerin açıklanması gibi çalışmalar, dilciler tarafından yapılırlar. Her dilde olduğu gibi bazı atasözleri zamanla unutulmakta, izlerine an-cak tarihî metinlerde rastlanmaktadır. Dilcilerin görevi, bu atasözlerini de ortaya çıkarmak ve incelemektir. Kökleri çok eski çağlara kadar giden atasözleri, Türk dilinin bugün varolan lehçelerinde canlı bir şekilde yaşamaktadır. Sözlü ve yazılı dil içerisinde geniş bir kullanım alanına sahip atasözleri, aynı zamanda bu geniş Türk coğrafyasında birbirine olan benzerlikleri ile de ilgi çekici bir dil malzemesi olarak karşımıza çıkar. Bu çalışma, Asya’nın geniş bozkırlarından Avrupa içlerine kadar yayılan Türk dilinin bir kolunun, Kırım Tatarcası’nın atasözlerini ele almaktadır. Tarihin çok eski zamanlarından itibaren Hunlar, Bulgarlar, Avarlar ve Peçenekler, Kırım çevresinde etkili olmuşlar; Alanlar, Grekler ve Slâvlar da Kırım coğrafyasında izler bırakmışlardır. Bir geçiş noktasında yer alan Kırım, birçok dilin ve kültürün yaşadığı ülke hâline gelmiştir. Bütün bu çeşitliliğe rağmen Türk dili ve kültürü, Kırım’da yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başarmıştır.
Kadriye BAYRAKTAR İstanbul: Semerkand Yayıncılık, 2012. Bu eserde; dünyaca ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin İstanbul’dan Kırım’a yaptığı gizemli ve heyecan dolu yolculuk anlatılıyor. Fırtına isimli bir ticaret gemisiyle yola çıkan Evliya Çelebi yolda birçok macera yaşıyor. Kadriye Bayraktar’ın yazdığı ve resimlerle süslenen bu eserle yaşadığınız dünyanın ne kadar küçük; insan ruhunun ne kadar güçlü olduğunu göreceksiniz. Evliya Çelebi Fırtına, Semerkand Çocuk Yayınları’ndan çıktı.
Sir Adolphus SLADE İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012. 496 sayfa. ISBN: 9786053605706 1853-56 arasında Rusya’ya karşı Osmanlı İmparatorluğu, Fransa, İngiltere ve Sardinya Krallığı ittifakının birlikte savaştığı Kırım Harbi, çağımızda pek çok tekniğin ve yöntemin ilk kez kullanıldığı benzersiz bir harpti. Osmanlılar ilk kez Batı Avrupa devletlerinin ordularıyla ittifak kurarken, ilk siper savaşları, ilk telgraflı iletişim, ilk savaş fotoğrafları, ilk savaş muhabirleri de tarih sahnesine bu savaşta çıkmıştı. İttifak, ilk olmanın pek çok sancısıyla yürümüştü: Batılılar Osmanlı ordusunun âdetlerini, zihniyetini, kendine özgü gerekliliklerini anla(ya)mıyor, bundan dolayı da büyük bedeller ödeniyordu. Osmanlı ordusunda danışman olarak görev yapan Sir Adolphus Slade, Osmanlılarla Müttefikler arasında iletişimi sağlamaya çalışırken bu anlamazlığı gidermek için elinden geleni yapmış, ancak genellikle hayal kırıklığına uğramıştı. Savaşa dair anılarından oluşan bu kitabında da konuyu adeta bir Osmanlı’dan daha Osmanlı bir tutumla savunmuştur. Hizmetinde olduğu devlete yaranmak istediği izlenimi yaratmamak için de anılarını yayımlamak üzere ülkesine döndükten sonra bir yıl beklemişti. Kırım Harbi’ni tarafsız ve sözünü kimseden esirgemeyen bir kalemden okumak isteyenler için…
Mehmet NİYAZİ. Beşir Kitabevi, 2012. ISBN: 9786055910709 Avrupa’daki Türklerin bir kısmı bugün Romanya’nın çeşitli köy, kasaba ve şehirlerinde sessiz ve sakin yaşamaktadır. Türklerin bu ülkedeki varlığı XIII. yüzyıldan beri bilinmektedir. Ancak buradaki Türkler, önce 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, sonra Balkan ve I. Dünya Savaşı, daha sonra da bölgede acılar yaratan II. Dünya Savaşı sebebiyle büyük sıkıntılar çekmiş, yerlerinden, yurtlarından olmuştur. Dolayısıyla Osmanlı-Rus Savaşı sonrası kaybettiğimiz topraklarda Romenlerin hâkimiyeti altında yaşamaya başlayan Türklerin edebiyat, sanat ve kültür faaliyetleri de sekteye uğramış, bilgilenme ve bilgilendirme akışı çok yavaşlamıştır. Bunun üzerine XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyılın ilk çeyreği içinde Türk kültürünü canlı tutma gayretinde olan bazı vatanperver aydınlar harekete geçerek kısıtlı imkânlarla yayımladıkları gazete, dergi ve kitaplarla halkı bilgilendirmeye çalışmışlardır. Bu öncü aydınlardan birisi de yirminci yüzyılın başında yüksek öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Dobrucalı şair Mehmet Niyazi’dir. O, idealist öğretmen kimliğinin yanı sıra şair ve yazar olarak hayatı boyunca Romanya Dobrucasındaki Türkleri aydınlatmak, ata yurdu Kırım’ı bağımsızlığa kavuşturmak için yoğun bir çaba harcamıştır. Mehmet Niyazi’nin hayatı ve eserleriyle ilgili araştırma ve çalışmaya 2001-2002 eğitim-öğretim yılında Romanya’nın Köstence şehrindeki Ovidus Üniversitesi’nde ders vermek üzere görevlendirilmiş olduğum sırada başladım. Önce onun Mektep ve Aile mecmuasını öğretim üyesi Ali Aksu ile birlikte lâtin harflerine aktararak Köstence’de yayımladık….
Orlando FIGES. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2012 ISBN: 9789750823077 520 sayfa. Boyut: 17×24 / Birinci Hamur Kağıt Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere, Fransa ve Piemonte koalisyonu ile Rusya’yı karşı karşıya getiren Kırım Savaşı’nın devasa çapı ve yol açtığı büyük insan kaybı daha sonraki iki dünya savaşıyla gölgelenmiştir. Üçte ikisi Rus olmak üzere en az 750 bin askerin çarpışmalarda ya da hastalıklar yüzünden hayatını kaybettiği bu savaş, beraberinde getirdiği sivil kayıplar, katliamlar ve sürgünlerle ilk topyekûn savaştı. Kırım Savaşı ayrıca yeni sanayi teknolojilerinin, modern tüfeklerin, buharlı gemilerin, demiryolu ve telgraf gibi yeni lojistik ve iletişim biçimlerinin devreye girdiği, savaş muhabirleri ve fotoğrafçıların doğrudan sahnede yer aldığı modern savaşın ilk örneğiydi. Rusya üzerine çalışmalarıyla tanınan İngiliz tarihçisi Orlando Figes bu kitabında Kırım Savaşı’nı, yalnızca katılanlar üzerinde büyük etkiler yapan bir büyük güçler çarpışması olarak değil, ihmal edilen yanıyla bir din savaşı olarak da ele alıyor. Savaşın İngiliz, Fransız, Rus ve Osmanlı kaynaklarının yanı sıra unutulmuş askerlerin, hemşirelerin, gazetecilerin tanıklıklarına da dayanan etkileyici bir anlatımı.
Coşkun İNCE. İstanbul: Asur Yayınları, 2012 ISBN : 978-6054602-04-9 Açıklama : Mavi Alay söylencesi üzerine kurgulanmış bir roman. “Kırım… Savaş, sürgün, tehcir ve katliamların yaşandığı yer Kırım… Türkiye Cumhuriyetinin de desteklediği Kırım Türklerinden oluşan. Almanların yanında Ruslara karşı savaşan Mavi Alay’ın (Lejyoner birliklerin) kurşuna dizilerek biten acı sonu… ve Aşk… Her zaman her yerde… Yahudi Aybüke ile Müslüman İlkay’ın silahların gölgesinde yaşamaya çalıştığı büyük aşk… ! Aybüke Almanya’da (!) İlkay Ruslarda esir…”